Geçmişin izlerini geleceğe taşıma vizyonuyla hayata geçirilen Hurufat Baskı Müzesi, Haziran ayı itibarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “özel müze” statüsüyle tescillenmiştir.
17 Ekim 2024’te kapılarını ziyaretçilere açan müzemiz, Türkiye’nin en büyük ve en kapsamlı baskı müzesi olma özelliğini taşıyor. Baskı öncesi, baskı süreci ve sonrası aşamalara ait 40 özgün makine, binlerce metal harf (hurufat) ve çeşitli baskı malzemesiyle zengin bir koleksiyona ev sahipliği yapıyoruz.
Görsel ve uygulamalı müzecilik anlayışıyla şekillenen Hurufat Baskı Müzesi; mürettiphane, baskı atölyesi, mücellithane, ofset baskı ve döküm bölümleri gibi tematik alanlarıyla ziyaretçilerine interaktif ve bütüncül bir deneyim sunuyor.
Grafik tasarım, tipografi ve matbaa tarihiyle ilgilenen araştırmacılardan akademisyenlere, öğrencilerden tasarımcılara kadar geniş bir kitleye hitap eden müzemiz; yalnızca geçmişi yansıtan bir mekân değil, aynı zamanda geleceğe yön verecek bilgi ve ilhamın da kaynağıdır.
Müze Koordinatörümüz Doç. Dr. Mehmet Ferruh Haşıloğlu, özel müze statüsünün kazanılmasının hem Atatürk Üniversitesi hem de bölge kültürel mirası açısından önemli bir adım olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Eski üniversite matbaasının kültürel bir dönüşümle müzeye dönüştürülmesi, geçmişe duyulan saygının ve geleceğe bırakılmak istenen güçlü bir mirasın göstergesidir. Özel müze tescili, bu çabanın karşılık bulduğunun en somut örneğidir. Bu sürece destek veren Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’na teşekkür ediyor; baskı tarihine ve geleneksel yöntemlere ilgi duyan herkesi müzemize davet ediyoruz.”
Hurufat Baskı Müzesi olarak, kültürel mirasımızı korumaya ve bu mirası toplumla buluşturmaya devam edeceğiz.
