İç Denetim Birimi Başkanlığı

Tarihçe

II. Dünya savaşından sonra Amerika Birleşik Devletlerindeki şirketlerin finansal raporlarının doğruluğunun incelenmesi ve muhasebe kontrolleriyle uyum sağlanması olarak tanımlanabilecek olan dış denetim faaliyetlerinin yanı sıra, kurumların gelişen ve karmaşıklaşan işlem hacmi, farklı coğrafyalarda faaliyet gösterilmesi, faaliyetlerde etkinlik ve verimliliğin ön plana çıkması, şeffaflık ve kurumsal yönetim kavramlarının önem kazanması iç denetim faaliyetlerinin kapsam, yöntem ve içeriğinin hızla gelişmesine yol açmıştır. 

İç denetimin çağdaş yönetim felsefesine uygun profesyonel bir meslek haline gelmesi, 1941 yılında ABD’de kurulan İç Denetçiler Enstitüsü (IIA – Institute of Internal Auditors) ile gerçekleşmiş ve “iç denetim” kurumsal kimlik kazanmıştır. IIA’in faaliyet göstermeye başlamasıyla birlikte iç denetim; standartları, etik kuralları ve sistematik uygulamaları olan bir meslek olarak gelişmeye ve önem kazanmaya başlamıştır. 

İlk olarak 1947 yılında yayımlanan “İç Denetimin Sorumlulukları Bildirgesi” zamanla iç denetim standartlarına dönüşmüş ve 1978 yılında ilk “Genel Kabul Görmüş İç Denetim Standartları” yayımlanmıştır. İç denetim standartlarının 1.1.2009 tarihinde yürürlüğe giren son şekli, tüm dünyada iç denetim mesleğinin genel standartları olarak birçok yasal düzenlemede atıf yapılan temel bir düzenleme mahiyetindedir. İç denetim uygulamaları, IIA’ın sistematik ve uzun soluklu çalışmalarıyla bünyesine taşıdığı iç kontrol ve risk yönetimi gibi çağdaş unsurlarla, odak noktasını geçmiş faaliyetlerin denetiminden geleceğin belirsizliğinin yönetilmesi olarak da yorumlanan kurum faaliyetlerinin geliştirilmesi ve kurum hedeflerine ulaşılmasını amaçlayan bir yapıya dönüştürmüştür.

Günümüz çağdaş kamu ve özel sektör yönetimlerinde iç denetime ihtiyaç duyulma nedenleri çeşitli açılardan ele alınabilir: İç denetim; idare faaliyetlerini izler, kurum hedeflerinin gerçekleştirilmesini engelleyebilecek riskler ile bu risklerin giderilmesine yönelik mevcut ve olması gereken kontrollerin uygunluğunu ve etkinliğini değerlendirir ve iç kontrol faaliyetlerinin geliştirilmesi için önerilerde bulunur. 

Kamu yönetimi açısından bakıldığında iç denetim faaliyetinin çok yönlü kapsamı; mali denetim, uygunluk denetimi, performans denetimi, sistem denetimi ve bilgi sistemleri denetimi gibi çeşitli denetim faaliyetlerini içerir. Bu işlev ve kapsam özellikleriyle iç denetim; idarelerde mali raporlama sisteminin güvenilirliği, iç kontrol uygulamalarının yeterliliği, mevzuata uygunluk, faaliyetlerin etkinliği, verimliliği ve ekonomikliğinin değerlendirilmesi, bilgi sistemlerinin güvenliği ve güvenilirliğinin test edilmesi için vazgeçilmez faaliyetlerden biri olarak kabul edilir. Bu çerçevede iç denetim, paydaşlar için güvence sağlar, idare için ise kurumsal itibarın sigortasıdır. İç denetim ayrıca, idarelerde yönetsel hesap verebilirliğin yerleşmesine önemli ölçüde katkı sağlamak suretiyle kurumsal yönetim kalitesini geliştirir ve böylece idarenin kurumsal değerini yükseltir. 

Türkiye’de iç denetim öncelikle özel sektör tarafından uygulanmaya başlamış olup, özellikle uluslararası şirketlerin Türkiye’deki iştirakleri, şubeleri ve temsilciliklerinde yaygınlaşmıştır. Günümüzde ise, ülkemizin önde gelen şirketlerinde uluslararası standartlara uygun iç denetim uygulamaları mevcuttur. 1995 yılında IIA’in akredite edilmiş şubesi olarak Türkiye İç Denetim Enstitüsünün (TİDE) kurulmasıyla birlikte, Türkiye’de uluslararası standartlarda iç denetim meslekî gelişim ve paylaşım platformu oluşturulmuştur. 

Türkiye’nin özellikle 1999 yılında Helsinki zirvesinde Avrupa Birliğine (AB) aday ülke olarak resmen kabul edilmesinin ardından, mali yönetim ve kontrol alanındaki mevcut yasal düzenlemelerin AB mevzuatıyla uyumlaştırılması yönünde çalışmalar başlamıştır. 2000‟li yılların başından itibaren Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile yürütülen anlaşmalar çerçevesinde bu alandaki çalışmalar ivme kazanmıştır. Bu çalışmaların sonucunda kamuda iç denetim ihtiyacının farkına varılmış ve ilk olarak T.C. Merkez Bankası 2002 yılı sonunda İç Denetim Genel Müdürlüğünü kurup faaliyete geçirmiştir. Avrupa Birliğinde, iç denetim, iç kontrol ve dış denetime ilişkin belirli bir mevzuat bulunmamaktadır. Avrupa Birliği, kendi ilke ve standartlarıyla uyumlu uluslararası standartların kabul edilip uygulanmasını; bu çerçevede rol ve sorumlulukları yasayla belirlenmiş, çerçevesi iyi 2008 Yılı Kamu İç Denetim Genel Raporu 3 çizilmiş iç ve dış denetim mekanizmalarının oluşturulmasını Birliğe üye ve aday ülkelerden talep etmektedir. 2000’li yılların başında AB tarafından yapılan incelemelerde; Türkiye’deki kamu iç mali kontrol sisteminde kavramsal ve işlevsel eksiklikler olduğu ve bu alanda yasal düzenleme ihtiyacı bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, şeffaflık, performans denetimi ve mali yönetim gibi alanlarda uluslararası kabul görmüş ilkelerin yeterince takip edilmediği, denetim alanındaki yetki ve sorumlulukların tam olarak tanımlanmadığı ve kamu kuruluşlarının görev ve sorumluluklarının halen yeterince belirgin olmadığı vurgulanmıştır. AB müktesebatına uyum sürecinde, üye ülkelerin bütçe uygulamalarında standart bir uygulama olan “Kamu İç Mali Kontrol” modelinin ülkemizde de uygulanma hedefi, kamu maliyesinde bir reform niteliğinde sayılan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. 24.12.2003 tarih ve 25326 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve bütün hükümleriyle 01.01.2006 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5018 sayılı Kanun, düzenleyici ve denetleyici kurumlar hariç olmak üzere genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri bünyesinde iç denetimin kurulmasını öngörmektedir. 

Atatürk Üniversitesine ilk iç denetçi ataması 2014 yılı Aralık ayında yapılmıştır. 2015 yılı Mart ayında “Atatürk Üniversitesi İç Denetim Yönergesi” yetkili organlar tarafından kabul edilerek Atatürk Üniversite İç Denetim Birimi Başkanlığı kurulmuştur. Birim, Rektörlük binasında 4 iç denetçi ile iç denetim faaliyetlerini 3 yıllık plan ve 1 yıllık programlar kapsamında yürütmektedir. Birimin boş iç denetçi kadrosu ise dörttür.

Not: Metinin hazırlanmasında Kamu İç Denetim Genel Raporlarından faydalanılmıştır.