Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksekokulu bünyesinde düzenlenen seminerde, Türkiye ve özellikle Erzurum-Pasinler bölgesindeki deprem riski bilimsel veriler ışığında ele alındı.
Pasinler Meslek Yüksekokulu Çok Amaçlı Salonu’nda, 24 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirilen seminerde, Dr. Öğr. Üyesi Hamit Çakıcı “Ülkemizdeki Depremlerin Nedenleri ve Bölgemizdeki Depremler (Erzurum, Pasinler)” konulu kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Akademik ve idari personelin yanı sıra öğrencilerin yoğun katılım gösterdiği etkinlikte, depremle yaşamayı öğrenmenin bir zorunluluk olduğu vurgulandı.
“Topraklarımızın %96’sı Risk Altında”
Dr. Öğr. Üyesi Hamit Çakıcı, Türkiye’nin dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer aldığını hatırlatarak başladığı konuşmasında, nüfusun büyük bir kısmının yüksek riskli bölgelerde yaşadığına dikkat çekti. Depremlerin levha hareketleri ve yerin derinliklerindeki ısı akımları sonucu oluştuğunu belirten Çakıcı, Türkiye’nin bu hareketli levhaların kesişim noktasında yer alan “kritik bir coğrafya” olduğunu ifade etti.
Doğu Anadolu ve Erzurum İçin Kritik Uyarılar
Seminerde, bölgenin sismik geçmişi ve gelecekteki olası riskler detaylandırıldı. Özellikle Erzurum Fay Zonu ve çevresindeki hareketliliğe değinen Çakıcı, şu noktaların altını çizdi:
- Tarihsel Risk: 1924 ve 1952 Pasinler, 1983 Horasan-Narman gibi geçmişteki yıkıcı depremler, bölgenin sismik potansiyelini açıkça göstermektedir.
- Sismik Boşluklar: Uzun süredir büyük deprem üretmeyen ancak enerji biriktiren “sismik boşluklar” (özellikle Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı ve Aşkale Fayları) Erzurum ve Pasinler için doğrudan tehdit oluşturmaktadır.
- Zemin Yapısı: Depremin büyüklüğünden ziyade, zemine göre şiddetinin değiştiği; zayıf zeminlerde yıkımın arttığı vurgulandı.
Çözüm: Bilim, Planlama ve Teknoloji
Deprem zararlarını azaltmanın yolunun kadercilikten değil, bilimsel hazırlıktan geçtiğini belirten Dr. Hamit Çakıcı, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
- Mikro-Bölgeleme: Yerel ölçekte yapılacak çalışmalarla riskli alanların belirlenmesi.
- İRAP Planları: İl Afet Risk Azaltma Planlarının etkin bir şekilde uygulanması.
- Bireysel Hazırlık: Depreme dayanıklı konutlar, eşya sabitleme, acil durum çantası ve Çök-Kapan-Tutun davranışının refleks haline getirilmesi.
- Erken Uyarı Sistemleri: Android deprem uyarı sistemleri gibi teknolojik imkânların sağladığı birkaç saniyelik kazanımın hayat kurtarıcı olduğu ifade edildi.
“İhmal Öldürür”
Seminerin sonunda, depremi engellemenin mümkün olmadığı ancak etkilerinin doğru planlama ve bilinçle en aza indirilebileceği vurgulandı. Etkinlik, katılımcıların sorularının cevaplanmasıyla sona erdi.

